23 Oca 2014

Her

Her'ün fikrini bedenli zihnin doğrudan bedenden soyutlanmasına götürmemiş olması beklentileri terse yatırabilir ancak bu odağı kaybetmeme seçimi filmi duygu yoğunluğu yönünden kuvvetlendiriyor; yine de bu yola girmeyi yoğunluğa tercih etmeyeceğimi söyleyemem, hele ki 'duygularım gerçek mi yoksa programımın bir parçası mı', bilemezken.

Her daha özdeşleşme öncesi bizi yalnızlığımızda yakalıyor; kendine gerçeklerle başa çıkmakla uğraştırmayacak bir eş bulan Theodore gibi, birçoğumuzun da kendini yakın hissettiği film mi yoksa filmin yalnızlığımızı içine fırlattığı ılık ve çaba gerektirmeyen teknolojik dünya mı?

Boşanma evraklarının imzalanışı sırasında öten kuşlara cevap veren ev arkadaşlarımız muhabbet kuşları, kendinden sonraya birçok açılım imkânı tanıyan filme imzalarını kattılar; başka insanların mektuplarını yazarak sözde yapay duygular üreten ancak yarattıklarıyla birçok zihnin 'deliliğin toplum tarafından kabul görmüş hâline' hitap eden Theodore'un işletim sistemiyle yaşadıkları belki aynadaki kendisiyle aşk yaşayan bir muhabbet kuşundan farksız, ancak işe yaradığı müddetçe yetinilebilir bir dünya.

11 Oca 2014

Boardwalk Empire Sezon 4

Üçüncü sezon doruğunda ortalığın toz duman olmasıyla, dördüncü sezonunu her zamankinden daha ağır bir tempo ile örmek durumunda kaldı Boardwalk Empire. Terence Winter’ın The Sopranos’tan taşımakla kalmayıp, ileriye götürdüğü bir alışkanlık: Harika karakterler yaratıp bu karakterleri ‘hakkını vererek’ öldürmek; yarattığına duyduğu beğeni ve takdiri, satır aralarına minnettarlık sızan son sahnelerle dışavurmak. Jimmy Darmody Boardwalk Empire’ın karakterini tam olarak açığa vurdu ilk darbeydi; bu evrende ne dokunulmazlar, ne de haklılar var. Tony Soprano’nun aksine Nucky’nin karakterinin derinliklerine yalnızca temas edilen bir eksen karakter olması göz önüne alınırsa, bu “dokunulurluk” son sezon olacağı açıklanan beşinci sezonun final bölümü öncesinde Nucky için dahi geçerli olabilir.

Dördüncü sezon ağırlaşan tekinsizliğin ilk işaretlerini sadık yardımcı Eddie Kessler ile verdi; dizinin “yaptıklarına rağmen” ifadesi eklenmeden sempati duyulan belki de tek yetişkin erkek karakteriydi Kessler ve bu hâliyle kalması gerektiği öğütlenircesine, kirli işlerde aktif bir rol alma girişiminde bulunmasıyla kısa ve hızlı sürecek düşüşü başladı. Üç sezon boyunca serilmeyen arka plân öyküsü intiharına yakın serilerek üst düzey etki yakalanan Eddie, soğuk ve ailesiz Nucky’nin de oyundan çekilme arzusu duymasına neden olacak bir sürecin de ilk tohumlarını atmış oldu.

Gillian Darmody televizyon için fazlaca cesur, kalıcı bir trajik femme fatale; hem arka plânı ve duygu-düşünce durumuyla mitleri tekrar canlandıran ve ileriye götüren bu kadının yarattığı tüm kötücül duygulara rağmen "sublime" bir sempati görmemesi zor. Dizinin bana göre zirvelerinden “Under God’s Power She Flourishes” bölümünde tesadüf olmayan bir şekilde flashbackler aracılığı ile hem öz oğlu ile seviştiğini öğrendiğimiz, hem de oğlunun “Finish him, God damn it,” iteklemesiyle öz babasını öldürmesine yol açan Gillian, bununla birlikte karısının da öldürülmesi ile düşüşü geri dönülemez bir noktaya varan Jimmy’nin ardından oğluna benzeyen bir genci küvetinde aşırı doz ile öldürerek sıradışı nitelikte bir karakter olmayı da aştı. Ancak tüm femme fatale’liğine rağmen Gillian trajik bir karakter; hayatına giren bir erkek aracılığıyla kendisinin dahi beklemediği bir değişim yaşayan ve alıştığı hayattan vazgeçtiği gibi, yaptıklarını kötü kabul ederek sevdiği erkeğe itiraf etmeyi dahi becerebilen Gillian, bu anın hemen ardından bizimle birlikte hayatının şokunu yaşayacak ve tüm sezon boyu yakınlaştığı erkeğin kendisinin bu itirafını kollayan bir özel kolluk görevlisi olduğunu öğrenecekti. The Sopranos, The Wire, Boardwalk Empire gibi kalemlerin genellikle tercih etmediği, işaretleri yeteri kadar sezdirilmemiş ancak Gillian’ın trajikliği sebebiyle etkisi yadsınamaz keskin bir twist.

Baştan sona özgün ve gözbebeği bir karakter Richard Harrow. Jimmy’nin ardından kısmen aldığı intikam ve Tommy’i de yanına alarak bulduğu aile ile huzur kırıntılarına kavuşmasıyla gelişimi tamamlanmış, çizginin sonuna gelmiş değişilmez bir yardımcı karakterdi Richard. En güven veren özelliği keskin nişancılığında, son görevinde başarısızlığa uğramasıyla trajedisini de sonlandıracak sahile vurdu. Hak ettiği şekilde, şiirsel bir sezon sonu: Hayallerinde kavuştuğu sıcak bir aile ve hakikatte yüzümüze yansıyan, kıyıya vuran dalgalar eşliğinde artık çıkarıp attığı maskesi ve kanlı eli.



Saflar sıklaşır ve ana karakter Nucky dışa yansıttığı tüm soğukluğuna rağmen duygusal bir yıkım eşliğinde gerçeklikten yılmaya başlarken, Boardwalk Empire da son sezonuna giriyor. Yükselen bir Al Capone, harcayacak daha birçok özgün karakter ve bana göre erken olacak, fakat ihtişamlı bir kapanışın güvenini veren bir final ile.

8 Oca 2014

You're Next (2011)

You're Next'te kurban, faşist bir kuruluşun pazarlama bölümünde görev alan baba sayesinde zenginleşen bir aile iken, nalları diken ilk karakter "entelektüel belgeselci" olarak tanımlanan genç bir adam; ona bir sanat dalı olarak reklamcılığı öven ve reklam filmleri üretmeyi düşünmesini tavsiye eden oğul ise aldığı saldırılara rağmen bir hayli dayanıyor. Diğer yanda kısmen kazanan ise, 'şımarık' ailenin aksine zor şartlar altında yetişmiş gelin adayı Erin. Şuuru şüpheli sinyaller.

Filmin özgün yanı ise kurbanın gizli pelerinini ortaya çıkarırcasına saldırgan hâle bürünmesi ve düşmanlardan daha vahşi eylemlere girişmesi; üstelik bu kurban, ani dönüşümüne kadar sevgi dolu olarak serilmiş genç bir kadın.

6 Oca 2014

Rush (2013)

Ron Howard-Peter Morgan işbirliğini sağlam kılan, çatışmalarının özünü en ince noktalarından yakalayarak sermeleri; mücadelenin kendini gösterdiği alan ne olursa olsun, karakterlerin uzlaşmaz yaklaşımları esas mücadeleyi ortaya koyuyor ve karakterlerin gelişim çizgileri buna hizmet edecek şekilde filmin her bir sahnesine sızarak doruğa doğru, boşluksuz yol alıyor. Nasıl ki Morgan'ın adapte ettiği The Damned United kuru bir teknik direktörlük filmi değil veya Howard-Morgan'ın yine bir arada olduğu Frost/Nixon basit bir çarpışma değilse, Rush da parlak renklerle kaplanmış hızın cazibesi ile sınırlı değil: Sonuna kadar rekabet veya yetinme ile edinilebilecek bir mutluluk; istikrarlı bir başarı veya tek bir şampiyonluk ile doyurulmuş bir benlik; öyle kazanan olma hissine kavuşmak, veya böyle kazanan olma hissine kavuşmak.

5 Oca 2014

12 Years a Slave

Özgür bir adamken, siyahilerin köle olmalarından çok kendi kişisel özgürlüğünü ve aile mutluluğunu umursayan bir adam olarak Solomon'un karakter çizgisinin bu bakışı çerçevesinde şekillenebileceği düşünülebilirdi ancak John Ridley ve Steve McQueen romanın ötesine geçmeyi belli ki tercih etmedi. Pazarlanabilir isimler sekans sekans filme girip çıkar ve McQueen'in imzası birkaç sahne ve plânla sınırlı kalırken, 12 Years a Slave dramatik seçimleri ve oyuncu performansları ile kitle ödüllerine göz kırpıyor ancak Hunger ve Shame'in özgünlüğünün yanından geçemiyor. Yönetmenin ünü için büyük, modern köleler için küçük bir adım.